30 Mart 2010 Salı

Uyumsuz Dişli



Payıma düşen ne varsa biri sizin olsun.
Denize gidiyorum, çağanoz toplamaya
kurtulup dalyanlardan.

İçin ilk yudumunu rakımın
ilk çalışını duvar saatinin, kurun kendinize.
Nasıl olsa uyumsuz bir dişliyim yaşama karşı
ve ipliği iğneye denk getirememenin yılgınlığı üzerimde…

Denize gidiyorum kör karanlıkta.
Dışarıda davul tokmağı, köpek uluması, üst komşunun saat sesi
siren sesleri, içine çökmüş kaldırımlar, apansız kimlik kontrolleri
bırakıyorum sokakları sorularla:
Kim saklayacak çocukları polis dipçiğinden, caddelerden
ünlü şahsiyet isimlerini,
yağmurda taşınmanın adıyla evlerden taşan fakirliği, kim saklayacak
                                                                                                              fabrika düdüklerini
uzaktan çalan bir kampana gibi?

Payıma düşen ne varsa biri sizin olsun işte.
Denize gidiyorum, çağanoz toplamaya
kurtulup dalyanlardan.

Yarı çıplak kızlar, kadınlar yürüyor kaldırımlarda
diz kapakları, omuzları, bilekleri çıplak.
Üşüsem hiçbiri üstümü örtmez,
yalnızlığım: Yüksek bina önlerindeki sahipsiz bıçak.

Her damlada beni sarhoş eden su: Sana geliyorum
örselemek için yalnızlığımı
uzanıp kendi yanaklarımdan öpmemek*,
dirseğimin yenilendiğini seyretmemek için cam kesiğinden sonra…

Payıma düşen ne varsa biri sizin olsun sırf bu yüzden
Nasıl olsa her balık yaralı çıkar suyun dışına.


*Turgut Uyar

Hiç yorum yok: